ONSUZ GEÇEN 16 YIL



11 Ağustos 1993 çok şeyler ifade eder Yeşil-Beyaz sevdalılaır için Abdülkerim Bayraktar'ın kahpe bir kurşunla şehit olup cennetde onu bekleyen en kral yere ulaşması için vatan topraklarına emnaet edildiği gündür.

Yaşım gereği çoçuktum o zamanlar ilkokul çağlarındaydık..Şimdi olduğu gibi o günde VARLIĞIM TURK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN diye haykırıyorduk her sabah gerçekten Varlığını türk varlığına feda edenlerden habersiz belkide andımızı okurken söylediğimiz bu cumlenin ne anlama geldiğini bilmeden.

Bir sıcak yaz gunuydu babam hazırlan hadi seni çarşıya götürecem dedi çarşı o zamanlarki dünyamızda bayramdan önceleri yeni elbiseler almak için gidilen eğlenceli ve gitmek için can atılan bir yerdi hadi çarşıya gidecez lafını duymak bile mutlu ederdi sevindirirdi beni.

Heycan ve sevinçle yola çıktığımızda babamın yüzündeki o asık surat ifadesine anlam veremesemde aslında çokta umrumda değildi ben çarşıya gidiyordum ya eğlenecektim ya gerisi umrumda değildi.

Çarşıya indiğimizde her zamanki dukkanların arasından hızlıca geçtikten sonra o güne kadar görmediğim bir kalablığın içine dahil olduğumuzda geliş amacımızın farklı olduğunu anladım demekki bugün yeni elbiseler alınmıyacak eskisi gibi eğlenemiyecektim.

Etrafımda ilkdefa bu kadar çok ağlayan gözyaşı döken insan görüyordum istem dışı niye ağlıyor bu insanlar bugun çarşıda gezmiyecezmi baba diye sorabildim korkarak babam birşey söylüyemedi parmağıyla sus işareti yaptı biraz zaman sonra önümüzdeki kalablık dahada çoğaldı bizden sonra gelenlerde arkamızda birikmeye başladı ucsuz bucaksız bir insan seli vardı adeta.

Biraz şaşkınlık biraz merakla olanları izliyordum hep beraber dualar edildi namazlar kılındı babamla cıktık o kalabalıktan babam sonra anlattı olanları cocuk aklı işte ne kadar anlıyacaksak.

Ama o günden sonra çarşı hicbir zaman eskisi kadar guzel gelmedi bana mutluluğu çağrıştırmadı hiçbir zaman eskisi kadar heycan duymadım o gözyaşı döken insanlar geldi aklıma.

Aradan biraz zaman gecip aklımız bazı şeylere yetmeye başlayınca anladık o gun gittiğimiz yer cenaze namazıydı dualarla gözyaşarıyla vatan topraklarına emanet edilende o zaman bursa tribunlerin en sevilen insanı Abdülkerim Bayraktardı.

Abdülkerim abi hakkında bilgi sahibi oldukca keşke şu dunyaya biraz daha erken gelsem onla dostluk arkadaşlık edebilsem o günleri onla beraber yaşıyabilsem diye cok iç gecirdim ama bi yandanda babama hep minettar kaldım onu gibi bir insanı son yolculuğuna uğurlarken beni bilmesemde onu kalablığın içine dahil ettiği için.

Abdülkerim Abinin ikizi Fehmi abiyle tanısmamız 16/17 yaşlarımızda yeni yeni deplasman kovalayıp tam anlamıyla tribun kovalamaya başladığımız zamanlara rastlar gerçekten kendisi dunya iyisi , tribünlerde sıkca telaffuz edilen Abi kelimesini sonuna hak eden birisidir.Ve şu tribun içinde lafını dinleyeceğim ne derse kayıtsız şartsız katılacağım bikaö insandan birisidir.

Son 5 senedir ne kadar işlerim yoğun olursa olsun her 11 ağustosta bursada olmaya çalışıyordum olmaz işlerle uğraştığımızdan gidemedim bu sene ama abilerimiz kardeşlerimiz bizim yerimizede bulunmuşlar orada herkesin ayağına, yureğine sağlık.

Abdülkerim abimizinde ruhu tekrardan şad olsun.Emanetine sahip çıkmak bpynumuzun borcudur.

0 yorum:

Yorum Gönder